1 Mayıs 2010 Cumartesi

Bir Taşın Kısa Hikayesi-ya da Kapı Tutucusu

Öylesine bir taş sanmayın sakın onu.
Parçası olduğu gövdeden koptuktan sonra yüzeylerinin bu denli pürüzsüz olabilmesi için
kimbilir ne kadar uzun zaman dalgalarla dövüldü?
Güneşin sıcağında yandı,rüzgarlarla serinledi,ayazda üşüdü.
Ama direndi,ufalanıp kum zerreciklerine dönüşmedi,
Direndi...Bekledi...
Geçen yaz Küçük Ev'in sahinden uzaklara,evime geldi.
Bir yılbaşı hediye çantasının üzerindeki melek ve yıldızlarla süslendi.
Yıllar ve yıllar boyunca gökyüzünden ona gözkırpan yıldızlar bedenine yapıştı.
O nu bu alemde özel ve tek kıldı.
Şimdi ciddiyetle odamın kapısında nöbet tutuyor.
Sahi,bu sizce de bir taşın hikayesimi şimdi?

5 yorum:

  1. merhaba
    tanıştık
    artık blog komşusuyuz
    beklerim
    her zaman :)))

    YanıtlaSil
  2. bende boyuycamda bi yapamadım...

    YanıtlaSil
  3. Tamam komşu moon.
    Pek adetim değildir çat kapı gezmeler.
    ama bir maniniz yoksa...:)

    Benim ki biraz tembel işi oldu Yetenek-Sizin.
    Küçük oğlumun ana sınıfında yaptığı boyamalardan onun oda kapısı için yaptığımı da ekleyeyim.
    Boyama kısmınında bir kolayı var işte benim gibiler için.

    YanıtlaSil
  4. Olá.
    Muito lindos os seus trabalhos.
    Parabens.
    bjnhos
    alice

    YanıtlaSil